30 Kasım 2016 Çarşamba

Zencefilli Limonlu Ballı Çay Hazırladım



          Bugün sonbaharın son günü. En sevdiğim mevsim çabucak geçti gitti. Yarın kış...
Aslında kışı da severim, hele karı ...yağarken seyretmek, kartopu oynamak, kardan adam yapmak...muhteşem .Ancak şehir hayatında bazı zorlukları da getiriyor tabii ki. Doğaya uyumlu yaşayamadığımızdan olsa gerek. Bu satırları yazdığım şu dk larda Ankara'da kar yağıyor.Biraz önce verandamda çayımı içip ,bahçede biraz dolaştım, birkaç kare de fotoğraf çektim.( Şu an saat 10: 30)

         Ne kadar güzel bir coğrafyada yaşıyoruz. Kış güzel, yaz güzel, baharlar ayrı güzel.Değerini daha iyi bilsek keşke. ( bu değer bilme kısmına hiç girmeyeceğim yoksa çıkamam)

         Havaların soğumasıyla beraber sıcak içecek tüketimi de artıyor evlerimizde. Bizim evimizde  geleneksel siyah çay yaz kış favori içecektir. Yazın ter dökerken bile içeriz çayımızı.
 Kışla beraber ıhlamur  gibi bitki çayları da girer devreye ama, fazla düşkünlüğümüz yoktur aslında.

        Bir ay kadar önce zencefilli ballı çay tarifi çıktı karşıma. Zencefilli tarifler çok yaygın  son zamanlarda. Bir deneyeyim ben de dedim...iyi ki de yapmışım ,çok hoşuna gitti ev halkının.
Bitmek üzereydi, geçen hafta yeniledim. sizlerle paylaşmak için de fotoğrafladım zencefilli ballı çayımı.








              Zencefilli ballı çayımın tarifi:  
  Orta boy bir kavanoz
  Kavanozun yarısını dolduracak kadar zencefil
  1 limon
  Bal
                                                                                                                                            


          
                 Zencefili soyup ince ince doğradım.Kavanoza yerleştirdim.
                 Üzerine limonu ince ince doğradım.
                 En son da balı döktüm üzerine,bir parmak boşluk kalıncaya kadar.  









                      Kapağını kapattım buzdolabına koydum . 4 -5 gün beklettikten sonra tüketmeye başladık.  Ara sıra kavanozu yan yatırdım. Aksi halde üst kısmı sulanıyor, altta bal daha yoğun olarak kalıyor.
                     Bir fincan kaynar suya 1 tatlı kaşığı koyup bir dilim limon ekleyerek  içiyoruz. Bitkisel çay da olsa fazlası zararlı olabilir, ara vererek kullanmakta yarar var diye düşünüyorum.
                    
                      Buzdolabında 2 - 3 ay bekleyebildiği bilgisi var  çeşitli sitelerde. 

                      Taze zencefil nasıl saklanır: Kabuğu soyulmadan kağıt havluya sararak  3 hafta saklanabilirmiş. Dondurucuda ise 6 ay .

                       Doğal antibiyotik olduğunu öğrenmiştim. Soğuk algınlığı, öksürük vb iyi geldiğini okudum çeşitli sitelerde.  Lezzeti de güzel ara sıra içiyoruz biz. Denemek isteyenlere duyurulur...

                   Sağlıcakla kalın...                  . 
               
  



20 Kasım 2016 Pazar

Tavada Kolay Pizza




       Evde hazırlanmış yemeğim bulunsa da kızımın özellikle okuldan eve döndüğünde "annecim  bana kolay pizzandan yapar mısın?" sözünü sıklıkla duyarım. Bazen de sabah kahvaltısına isterler ağabeysiyle birlikte...

      O kadar kolay ki, hızla hazırlanıp, pişirilir ve servise hazır hale getirilir.

      Pizza tavada pişerken yanına çabucak bir salata yaparım veya bugünkü gibi meyve suyu hazırlarım. Biraz da vitamin katmak gerek tabii ki.  Bazen de tembellik ederim, bir çay yaparım sadece. Bana sorarsanız en güzeli çaydır da, gençlere dengeli öğünler hazırlamak gerek.

      Genellikle karışık pizza sevilir bizim evde...Bugün bir karışık bir de pizza margarita yaptım.

         Tarifi:  1 yumurta, 3 yemek kaşığı yoğurt, 2 yemek kaşığı sıvı yağı bir kaşık ya da çırpma teli yardımıyla karıştırın.
         Üzerine 3 yemek kaşığı un, 1 çay kaşığı kabartma tozu ve 1 çay kaşığı tuz eklenip tekrar karıştırılır.
         Koyu kek kıvamında olmalı.  Akışkansa biraz daha un ekleyin.



                                                                                                                                                       
          Hamuru yağlanmış tavaya dökün, kaşıkla yayın. Üzerine ketçap sıkıp onu da kaşıkla hafifçe yayın.



         
          Üzerinin malzemelerini hazırlayın.  Bunu hamurdan önce hazırlarsanız daha iyi olur.




          Sucuk ve sosisi ince doğrayın ki iyi pişsin. Kaşar peyniri rendeleyin. Ben dilimlenmiş zeytin, mısır da koydum. Sosis ve sucuğu koyup diğerlerini üzerine yayın. Bir kapak kapatın.




         Altı açık 2 dk, kıstıktan sonra da 8- 10 dk pişirin. Üzerindeki kaşar peyniri erirken pişti demektir.
         Spatula ile altına bakın, yeterince kızarmamış ise bir iki dk daha pişsin.




      Tavadan alın dilimleyin servise hazır...Gerçi böyle kesme tahtasında dilimleyince pide gibi göründü ama bu şekilde görüntülemek istedim ne yapayım...



       İçecek ise iki portakal suyunun içine 1 dilim elma, 1/3 muz 1 mandalina konup blenderden geçirilerek hazırlandı. Nar da koyuyorum çoğunlukla ama ayıklamaya fırsatım olmadı bu defa...





     Bu da pizza margarita... Yukarıdaki hamurun aynısı... Üzerindeki malzeme farklı sadece.
1 küçük domatesi rendeleyin. İçine çok az ketçap sıkın. Tavadaki hamurun üzerine yayın. Onun da üzerine bolca kaşar peyniri rendesi ve biraz kuru fesleğen serpip domates dilimleriyle süsleyin.
      Aynı şekilde pişirin. 



Siz de yakınlarınıza yapın... Afiyetle, bol kahkahalı huzurlu sofralarda tüketin...



19 Kasım 2016 Cumartesi

Vişneli Cheesecake



          Bir süre önce bir yakınımızın evine çaya davet edildik. Sıcak sohbetlerle geçen güzel bir gün oldu. Çeşit çeşit yiyecekler hazırlamıştı ev sahibimiz ve güzel kızları, hepsi birbirinden lezzetli...

         Özellikle vişneli cheesecake  harikaydı. Tarifini aldım ve dün denedim. Biz çok beğendik, çayımızın yanında afiyetle yedik.
Sizler için de fotoğrafladım.
          İsteyen buyursun...













         Vişneli cheesecake
          
         Tabanı için:    3 paket eti burçak 
                             100 gr tereyağı ( erimiş )
                                    
       Kelepçeli kek kalıbının altına yağlı kağıt serin ve  kalıbın içini hatta yağlı kağıdı da yağlayın.Kenarlarını da dıştan alüminyum folyo ile kaplayın.Kenarların fazla kızarmasını önler
        Eti burçakları rondodan geçirin,tereyağını ekleyip yoğurun.
        Kelepçeli kalıba elle bastırarak yerleştirin. Bir kaşıkla yardımıyla üzerini düzeltin.Buzdolabına koyun.

         Kreması :     600 gr labne peyniri
                            1 su bardağı şeker
                            1 su bardağı süt
                            2 yemek kaşığı buğday nişastası
                            3 yumurta
                            vanilya

          Labne peynirini geniş ve yüksek kenarlı bir kaseye alın  üzerine şekeri ekleyip mikserle şeker eriyinceye kadar 4 - 5 dk çırpın. (Dikkat etrafa sıçrayabilir.)
          Süt ve buğday nişastası , vanilyayı ekleyip çırpma teli ile karıştırın.
          Yumurtaları tek tek ekleyip karıştırın.
          Bisküvili tabanın üzerine dökün. 
          Önceden ısıtılmış 150 derecedeki fırında 1 saat pişirin. Kalıbı hafifçe salladığınızda sadece ortası hafifçe sallanıyosa kıvamı olmuş demektir.
          (Ben biraz daha fazla tuttum fırında.  50 dk olduğunda hala  akışkandı krema 160 dereceye çıkartıp 15 dk daha tuttum. Benim fırınım biraz geç pişiriyor, bir dahaki sefere 160 derece ile başlayacağım.)
                         
           Kek pişerken fırının tabanına küçük bir borcam ile su koyun.,çatlamayı önlüyormuş.

           Kekin pişmesine yakın vişneli kısmı hazırlayın.

                     1 su bardağı vişne ( donmuş kullandım tabii )
                     1 çay bardağı şeker
                     2 yemek kaşığı nişasta  ( çok aşırı dolu olmasın )

            Vişneleri 3 bardak su ile haşlayın.
            Nişastayı şekerle karıştırın  vişnelerin üzerine ekleyip rondodan geçirin. Hepsini birlikte pişirin.
            Fırından çıkan kekin üzerine dökün. (Keki 10 dk kadar bekletip döktüm ama vişneli sos da soğuk olmasın.)
             
            Soğuduktan sonra buzdolabına koyun. Kalıbından çıkartmadan 1 gece buzdolabında bekletip ertesi gün kalıbından çıkarın, afiyetle yiyin...

NOT: kullanılan su bardağı 200 ml lik
                              








                                      
             
       

      

10 Kasım 2016 Perşembe

Minnettarım Atam



             Yalnızca yurtta değil dünyada da barış diyen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk , tüm dünyanın takdir ettiği bir devlet adamıdır.


             Ülkemiz için yaptıklarına,  bir kadın olarak bize sunduklarına minnettarım.


            Özlemle,  sevgiyle,  saygıyla  anıyorum...




9 Kasım 2016 Çarşamba

Solmak Üzereydi Çiçeklerim Topladım Eve Aldım



           İki gündür hafif hoş bir rüzgar esiyor Ankara da, ılıkça bir rüzgar.
Bugün sabah erken saatlerde bile hırka ile üşümedim bahçede, hava oldukça güzeldi, mevsime göre. Ama biliyoruz ki soğuklar da kapıyı çalacak yakında.

          Rüzgarla beraber bahçemiz de yaprakla doldu. Süpürüp atayım dedim  ama çok azını süpürebildim ne yazık ki.
           Belim ve omuzum fena tutulmuş, oldukça rahatsız ediyor, cereyanda kaldım galiba .
          Neyse  yapraklar birkaç gün daha kalsın bahçede, nasıl olsa daha da dökülecek.

         Biraz da çiçek topladım bahçemden. Çoğu üç beş güne solacak zaten. Sarı ve beyaz yıldızımın
çiçeklerini kestim, güllerden kalanlardan birkaç tane, birazda sardunya çiçeği ile biraz kasımpatı kopardım.

        Topladığım çiçekleri küçük vazolara paylaştırdım ve fotoğrafladım. Fotoğrafları da geçen yıl boyadığım sehpalar üzerinde çektim.

         Ne çok sehpa boyamışım...Salona dörtlü zigon boyadım, oğlumun odasına, kızımın odasına,bahçeye..Hatta iki sehpayı da fotoğraflamayı unuttum.
          Epeyce ihtiyaç varmış evde...Hatta salonda daha önce kullandığımız sehpalardan birisini de yeniledim. Diğerlerini de yenileyeceğim.





            
            Fotoğraflarını çekerken çiçeklerimin balkondan da rüzgarın güzel esintisi doluyordu 
salonuma. Rüzgarı fotoğraflayamasam da balkonumu şöyle bir görüntüledim. Üzüm asması sardı balkonun kenarlarını. Geçen yıl çok üzüm almıştık. Bu yıl hem çok azdı, hem de olgunlaşamadan bozuldu gitti.

            






                   
                 Yukarıdakileri salonum için boyadım. Kahverengi, siyah, yeşil eskitme kremi ile boyayıp doku tarağı geçtim. Üzerine de dantel görünümü verdim ,bir şablon kullanarak





                                       
                                     Yukarıdakiler de oğlumun odası için .






                        Bu sehpa dekupajda eskitme çalışması...en sevdiğim çalışmalardan. Kızımın odasını süslüyor


              
           Üstteki sehpa ise yıllar önce aldığımız zigonun bir parçası. Onu da   yeniledim.  Eskittim desem daha doğru olacak galiba.           
               




              Çiçeklerimi  en son da yeni dresuarımın üzerine koydum... Ve fotoğrafladım.
   
               Bugün yine küçük küçük mutluluklar yakaladım ben...umarım size de birazcık bulaştırmışımdır küçük mutluluklarımdan.

               Umarım ki siz daha büyük mutluluklar yakalamışsınızdır. 
   
                Sağlıcakla kalın...



               

6 Kasım 2016 Pazar

Aylar Sonra Nihayet



           Haziran ayında boyamak üzere bir dresuar almıştım. Tam da evimize uygun...Kampanya yapmıştı malzemecimiz 120 tl ye almıştım, neredeyse bedavaya...

            Almak kolay oldu da, eve getirmek oldukça maceralıydı. Dresuarı arabaya kadar  100m taşıdık bir arkadaşımla. Sonra hadi sığdır bakalım... Bagaja koyduk kapağı kapanmadı, çıkarttık bagajdan. Arka koltuğa koyalım dedik. İki arkadaş, birimiz ittik diğerimiz çektik...derken yerleştirdik arka koltuğa. Alnımızdan ter çıktı vallahi...

             Eve kadar getirdik ama bir de arabadan çıkartmak gerek. Sağolsun canım Füsun'cuğumun yardımı ile onu da başardık. Sonra bahçedeki merdivenler ve nihayet eve girdik , salondaki yerine yerleştirdik dresuarımı.

            Ham haliyle birkaç ay bekledi.Çünkü kullanmak istediğim boyayı yazın bulamadım. Very chalky ile boyamak istemiştim. iyi ki de beklemişim. Boyadıktan sonra gerçekten doğru karar verdiğime inandım.
         
            Boyandıktan sonraki halini paylaşıyorum önce.. sonra da ilk halinin fotoğrafını koyacağım.

         
           Üzerine de şimdilik bir şeyler koydum daha da güzelleştirdim dresuarımı. Aklımda başka düşünceler var  aslında üzerine koymak için. Onları  bulur alır mıyım, yoksa boyar mıyım bilemiyorum...



           Duvardakilere gelince...Uzun ayna dostlardan hediye, çok seviyorum onu...tam da evime göre seçmiş canlarım. Yanındaki eskitme çerçeveleri de ben boyadım.  Eskitme ayna taktırdım ,astım duvarımıza...




           Evimizin en sevdiğim köşesi oldu burası ...gider gelir, karşısına geçer bakarım bir süre...
Nasıl da mutlu ediyor beni bu yenilik...bir de kendi ellerimle yapmış olmanın keyfi bir başka tabii.



                Üzerindeki örtüyü de English home dan aldım dresuarım için . Pek de yakıştı doğrusu...

             Nasıl boyadım...



            Önce zımpara yaptım. Sonra eskitme yapılacak yerlere küçük parçalar halinde kahverengi boya  sürdüm ve üzerini mumladım.  Sonra da 3 kat beyaz very chalky ile boyadım. Son kat da kuruduktan sonra bir kartla mumlanmış kısımları kazıdım. Çok az da, belli belirsiz kahverengi yağlıboya ile kirlettim, daha eski görünsün diye.
             Dresuarın görünmeyen alt kısımlarını ve çekmece içlerini kahverengi boyadım. Çünkü daha çabuk kapanıyor.


              Ve sonra  vernikleme. Sprey mat vernik kullandım. tabi ki bu iş balkonda yapıldı.

               Vernik atıldıktan sonra Zara home dan aldığım yeni kulplarını da taktım....kullanıma hazırdır artık, canım dresuarım.

               Aşağı yukarı maliyeti...
               120 tl dresuar,   50 tl civarı boya ve vernik,  40 tl kulplar....
               210 tl ye dresuar... süper...


               Ellerime sağlık...hem çok güzel oldu tam istediğim gibi, hem de çok uygun fiyata geldi.

               Çerçeveleri 22,5 tl ye aldım ( 3 tanesini)  Taktırdığım aynalar 50 tl, eskitme oldukları için.  Toplam 80 tl.  Normal ayna takılsaydı 20 tl idi.  Bu yıl kursta ayna eskitmeyi de öğreneceğim.

                Böyle işte...Sağlıcakla kalın.